ÇAĞDAŞ MUĞLA
Muğla, çağımızın hızlı toplumsal değişimi içinde karakterini yitiren birçok Anadolu yerleşmeleri arasında, tarihi kimliğini koruyabilen ender kentlerimizdendir.
Kentlerin yerleşim karakterini ortaya koyan ve kentsel dokuyu oluşturan en önemli birim konuttur. Konut, insan için tarih boyunca insanlar tarafından gerçekleştirilen mekânlar bütünüdür. Her mekânın biçimlenişindeki amaç, içinde yaşanacak olanların yaşam tarzı ile mekân biçimi arasındaki uygunluktur. Muğla evleri, işte bu amaca ulaşabilen fiziksel çevrenin en güzel örnekleridirler.
Muğla evinin mekân biçimlenişinde insanlar arasındaki dayanışma, saygı ve sevgi dile gelmektedir. Bu anlayış, birbirinin görüş açılarını kapamadan biraraya gelerek oluşmuş sokaklarda da görülmektedir. Yaz aylarının sıcağında ısıyı yansıtan beyaz duvarlar ve birbirine alabildiğine yaklaşan evler, sokaklara gölge düşürerek, iç mekânlar kadar dış mekânlardaki yaşam konforunu da sağlamaktadırlar.
Yer yer genişlemelerle küçük meydancıklar oluşturarak, kentin sosyal hayatına yön veren ticaret ve dini merkezlerinde odaklaşan bu sokakların yerleşim içinde işınsal bir örgü oluşturdukları görülür.
Kentin sosyal canlılığı M.Ö. 3000 yıllarına ulaşan köklü Anadolu kültürünün çağımıza izlerini ulaştırması ile açıklanabilir.
Antik çağdaki adı Karya olan Muğla, Ramses’ten Büyük İskender’e, Lidyalılar’dan Persler’e ve Romalılar’dan Bizanslılar’a kadar çeşitli medeniyetlere sahne olmuştur.
Süleyman Şah ile Selçuklular’ın egemenliği başlamış ancak 1280 yılında Menteşe Bey Muğla’yı ele geçirerek Menteşeoğulları Beyliği’ni kurmuştur.
Yıldırım Bayezid zamanında Osmanlılar’a katılan Muğla’da Menteşe Sancağı kurularak sancak merkezi olmuştur.
Kanuni Sultan Süleyman’ın 1522 yılında Rodos Seferi’ni yaparken Muğla’dan geçtiği ve ordugâhını bugünkü Karabağlar Yaylası’na kurduğu bilinir.
Muğla tarihinin en ünlü kişilerinden biri de Mevlevi Şairi Hüdai Salih Dede’nin oğlu Gülşen-i Esrar, Gülşen-i Vahdet Mesnevileri, Gülşen-i İrfan ve Muşahedat-ı Şahidiye gibi tasavvuf eserlerinin yazarı olan Hz.İbrahim Şahidi’dir.
Muğla kenti hakkında 17.yüzyıla ait ilk bilgileri 1671 yılında burayı ziyaret eden Evliya Çelebi, Seyahatnamesinde vermektedir.
Muğla daha nice tarihi olaylara tanık olmuş, anılarla dolu bir kent olmasının yanı sıra, doğa ve insan ilişkisinin en güzel örnekleri olan geleneksel mimarisi ile korunmaya, yaşanmaya ve yaşatılmaya değer bir kenttir.
Evlerini, çevresindekilerin kararlarına uyarak yapan, yolu bulunmayan arsalara hoşgörü içinde yer verebilen, yolları taşıt ulaşımına açmak isteyen Belediyelerine bahçelerinin bir bölümünü karşılıksız verebilen “Muğlalı” çağdaştır. Kentlerinin kimliğini koruyabilmek için devlete ilk defa başvurup koruma plani hazırlatarak, hemşehrilerle Belediye elele verip imar planını, sekiz kata izin verdiği alanları üç kata indirerek örnek çabalar gösteren Muğlalılar bunu kanıtlamışlardır.
Bu tür onurlu davranışların diğer kentlerimiz için örnek olması en büyük dileğimizdir.Dr. Cengiz Eruzun – Y.Mimar
NEDEN TARİHİ TÜRK EVLERİ HAFTALARI?
Bu yıl altıncısını tertiplediğimiz “TARİHİ TÜRK EVLERİ HAFTASI”nı, Muğla Belediyesi’ nin daveti üzerine Muğla’da yapıyoruz.
Geçmişle gelecek bir bütündür. Bu bütünün yalnız birini düşünmek mümkün olamadığı gibi hatadır da… Aradaki köprüler yıkılırsa, medeniyetin kanıtı da ortadan kaldırılmış olur. Bizler de bu noktadan hareketle geleneksel mimari kültürümüzün yaşatılması, korunması ve gelecek nesillere aktarılması amacı doğrultusunda yaptığımız özverili çalışmaların etkinliğini müşahade ediyor ve korumada bizim de payımız bulunduğunu sevinerek görüyoruz.
İlk üç Tarihi Türk Evleri Haftası’nı yalnız İstanbul’da gerçekleştirmiştik. Dördüncü Tarihi Türk Evleri Haftası’nı Amasya’da yerel Belediye ile işbirliği içerisinde yaptık. İlk defa çalışmalarımızı Anadolu’ya taşıdığımız bu haftamız sonucunda, Amasya Belediyesi’nin Yeşilırmak kenarındaki yalı boyu evlerini korumaya aldığını sevinerek öğrendik. Beşinci Tarihi Türk Evleri Haftası’nı Kütahya Belediyesi ile birlikte yaptık. Sonuçta Kütahya Belediye Başkanı Sayın Oral Kiper’in büyük bir anlayış içinde onarımlar başlattığına şahit olduk. Kütahya Koruma Planı’nı dernek üyelerimizden Y.Mimar Dr. Cengiz Eruzun ile Y. Mimar Erdal Küpeli ve Y. Mimar Polat Sökmen yaptı ve tatbik edildi.
Kütahya haftamızda, Muğla Belediye Başkanı’ndan davet aldık ve altıncı Tarihi Türk Evleri Haftası’nı korunmuş bir kent olan Muğla’da yapmaya karar verdik. Haftalarımız, böylece, davet aldığımız belediyelerle işbirliği yaparak en olumlu sonuçlarla devam edecek. Bu haftalarımızda, gerek konuşmacı olarak, gerekse eserleri ile sergilere katılarak bizlere yardımcı olan sayın katılımcılara ve haftamızın duyurulması ve kamuoyu yaratılmasında bizlere yardımcı olan sayın T.R.T. ve sayın basın mensuplarına sonsuz teşekkür eder, yedinci Tarihi Türk Evleri Haftamızda hangi ilde olursak, orada buluşmamız dileğiyle saygılarımı sunarım.
TÜRKİYE TARİHİ EVLERİ KORUMA DERNEĞİ BAŞKANI
Perihan Balcı